Yukarısı çok kalabalık / yukarısı çok kalabalık /
sağına bakma / soluna bakma
yoksa bunalırsın/ bu garip ortamda / fazla durmakla / anca tıkanırsın/ bitti gidip geldik / artık bu yollarda / hadi bıktık artık bu yollardan/ artık dolanmaktan
can cana yan yana / gideriz metroya
hadi düş arkama…
yoksa bunalırsın/ bu garip ortamda / fazla durmakla / anca tıkanırsın/ bitti gidip geldik / artık bu yollarda / hadi bıktık artık bu yollardan/ artık dolanmaktan
can cana yan yana / gideriz metroya
hadi düş arkama…
Ünlü Türk düşünürü Mustafa Sandal’ın 2001’de Metro için
bestelediği şarkı. Beğenirsin-beğenmezsin, güzel bir prodüksiyon. Eğlenceli en
azından. Geleceğim nokta şu: Müzik metro’ya yakışıyor! Metro koridorlarında ud
çalan amca da keman çalan genç kız da, darbuka çalan Roman da senfonik
ritimlerdeki grup kalabalıkları da estetiktir. Müzik seni çağırır, Metro da.
Oysa aynısı neden metrobüste olmaz ? Çünkü olamaz ! Çünkü metrobüs yolcusu istese de estetik
olamaz. Estetik olmak için durduğu ya da beynini meşgul ettiği an ya metrobüsün
açılan kapısını kaçırır ya da sırtına biri basar. Hee metrobüsün içinde müzik
olur mu? Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü Caz Korosu metrobüste ACAPELLA
performans sergilemişti de inen teyze olmuştu! Ah benim zalım teyzem, “Hit
the road Jack” senin neyine,ver elini öpeyim de ardından umarsızca çık git metrobüsten! Git !
Kıvanç Gülmez
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder