6 Mart 2015 Cuma

BOYU MU İŞLEVİ Mİ?

Konumuz: "Bindiğin taşıttan utanma" ya da "bindiğin taşıtla gururlanma" sendromu...

İlkiyle başlayalım. Bindiğin taşıttan utanma sendromunun bir numaralı muhattabı; metrobüsün başını çektiği minibüs, otobüs gibi insan yığınlarının kovalent bağlı şekilde seyahat ettiği toplu taşıma araçlarıdır. Mesela metrobüsle seyahat eden biraz makyajlı ablanın telefonun karşısındaki sese "ay şekerim arabayla geliyorum, biraz trafik var, köprü hali işte! " demesi randevuya geç kalmasının bahanesi değil, bindiği taşıttan duyduğu utançtır.

Bindiğin taşıtla gururlanma sendromuna ise genel olarak yüksek araçları temsil eden jipleri cümle içinde kullanabiliriz. Özellikle bayanlarda tacizi azalttığı, 4 çarpı 4 özelliği ile buzlu ve karlı havalarda zincirsiz seyahat edebilme özgürlüğü gibi avantajları tanısa da kişiye sunduğu hissiyatların başında yol seviyesinden ve diğer sürücülerden daha yüksekte olduğunun koltuk kabartısıdır.

Peki boyu mu, işlevi mi? Soru bu...

Jipten daha yüksek olmasına, daha uzun olmasına ve trafikte takılmadan ilerlemesine rağmen metrobüsteki yolcu, jip kullanan biriyle Boğaz Köprüsü'nde göz göze geldiğinde neden kafasını çevirir ? :)

Bindiğin taşıttan utanmayacaksın arkadaş!  İçinde bulunduğun metrobüs tıka basa olsa dahi,üzeri açık çift katlı, kırmızı otobüste Japon turist kafilesiyle göz göze gelsen dahi en azından poz verme rahatlığında olacaksın. Cevabını sen düşün: Boyu mu, işlevi mi? 









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder