Netice itibarı ile bugün leyleği havada görmüş bulunmaktayım. Sıradan olmayan ise bunu Metrobüs içinde seyahat halindeyken görmüş olmam. Sevimsiz halk inançlarına göre her iki durum da sakıncalı: Ya tüm seyahatlere bu Metrobüs güruhuyla çıkacağım ya da bu kirli metrobüs dünyasına bir çocuk dünyaya getireceğim:)
Leylek diyerek, kuş beyin diyerek sakın küçümsemeye kalkılmasın bu leylek hayvanı müthiş bir yaratık.Leylekler süzülerek uçar, süzülmeden önce yükseklere çıkmak için de ısındıkça yükselen havanın oluşturduğu akımları kullanırlarmış. Vışşş...
Bu nedenle yalnızca gündüzleri ve karadan yolculuk yaparlar imiş. Bak sen şu keratalara... Sıcak hava akımları karada denizde olduğundan çok daha fazla olduğundan, doğrudan Akdeniz üzerinden uçmazlarmış. Bunun yerine batıda Cebelitarık, doğudaysa İstanbul Boğazı’nı kullanıyorlarmış navigatif hissiyatla. Her iki boğazda da göç döneminde binlerce leylek görmek mümkünmüş ki benim gördüğüm de bu seferi mahlukatlar sanırım. Sevimli şeyler.
Neyse, Çınar Mustafa Kemal'den sonra ikinci çocuk için henüz erken ama eğer seyahate mana yoracaksam "mobil bir yaz" evet hoş olabilir. Ama ne olur metrobüsle olmasın bu turizm!
- Hayati abi şu kollarını indirir misin, aort damarlarım titreşime girdi kokundan !
Roll on diye bir icat duydun mu abi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder